İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri, 14 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçiminde bağımsız gözlemci olmak üzere müracaat yapacaklarını açıkladı.
Mezopotamya Ajansı’na konuşan Yoleri, 2011 yılından bu yana her seçim devrinde Yüksek Seçim Kurulu’na yaptıkları bağımsız izleme ve gözlemci taleplerinin ret edildiğini belirterek, bu yıl da müracaatlarının olacağını söyledi.
Türkiye’de seçim güvenliğinin her boyutuyla ihlal edildiğini tabir eden Yoleri, “Şöyle düşünebilirsiniz, son periyotta bilhassa toplumsal medyanın kısıtlanması konusunda hem yasal mevzuat hem de idari pratik açısından çok zahmetli bir süreç yaşıyoruz. Halkın yanlışsız bilgiye erişiminin engellendiği kritik periyotlarda beşerler hakkında soruşturmalar açılıyor, tutuklamalar yaşanıyor. Münasebetiyle hem toplumsal medya kullanımı hem de hakikat bilgiye ulaşım konusunda getirilen engellemelerle bu kendisini hissettiriyor” dedi.
‘BAĞIMSIZ BİR İZLEME YAPMAK İSTİYORUZ’
İHD olarak gerçekleştirecekleri çalışmalara dikkat çeken Yoleri, “Bağımsız Seçim İzleme Platformu var birebir vakitte bu platformda yer alıyoruz. Sivil toplum örgütlerinin bir ortaya gelerek oluşturduğu bir platform. Bu platformda rastgele bir siyasi partinin vazifelisi olmayan üye ve aktivistlerin misyon almasını istiyoruz. Zira büsbütün bağımsız bir izleme yapmak istiyoruz. Misyonlu arkadaşlarımız vazifeli oldukları bölgelerdeki hak ihlallerini tespit edip, hak ihlallerini belirlediğimiz dijital sisteme yükleyerek merkeze gönderecekler ve bizde bu hak ihlallerini raporlayacağız. Birebir vakitte öbür izleme yapan örgütlerle ortaklaşarak, en azından seçim güvenliği boyutuyla bir fotoğraf ortaya çıkarmış olacağız” diye belirtti.
‘RAPORLARLA DURUMU YETKİLİLERİN DİKKATİNE SUNACAĞIZ’
Daha evvelki seçim süreçlerinden deneyimli olduklarını kaydeden Yoleri, yaşanan ihlallerin başında sanal medya kullanımı geldiğini söyledi. Sanal medyanın toplum algısı olarak pek çok şeyi belirlediğini lisana getiren Yoleri, şöyle dedi:
“Geçen seçim devrinde HDP İstanbul’da araç bile gezdiremedi, araç gezdirmesine bile imkan olmadı. Yani bırakın bir seçim ofisi açmayı ya da orada eşit bir seçim çalışmasına erişmeyi orada bir seçim aracını bile dolaştıramadı. Silahlı ve fiziki akınları önlemesi gereken devletin bunu engellemediğini ve faillerin ortalıkta elini kolunu sallayarak dolaştığını görüyoruz. Tüm bu süreçleri takip edip, raporlarla durumu yetkililerin dikkatine sunacağız.”
‘SORUNU ANINDA ÇÖZMEK DURUMUNDAYIZ’
Yoleri, itirazlar sona erip kesin sonuçlar açıklanıncaya kadar ki sürece dair, “Oy kullanıldığında kimi imza kısımları var, imzanın kayması oy kullananlarla kullanmayanların karışması ya da imza attırılmasının unutulması üzere birtakım durumlar ortaya çıkabiliyor. Engellilerle, yaşlılarla ilgili oy kabinine girdiklerinde yalnız olmaları sorununda kimi tartışmalar yaşanabiliyor. Sandık bölgesinde kimlerin bulunabileceği sorununda oradaki işleyişin sağlıklı olup olmadığını takip etmek bakımından bulunması gereken birtakım itirazlar kelam konusu olabiliyor. Ya da o listede ismi yazmayan bireylerin oy kullanması üzere kimi durumlar kullanılıyor. Geçen seçim devrinde tekrar hatırlarsanız ıslak imza olmayan raporların, mühürsüz tutanakların geçerli kılınması üzere kararlar kelam konusu olabiliyor. Bunları seçim günü birinci andan başlayarak yani sandık şurasının oluşturulduğu andan başlayarak izliyor ve ilgili itirazlarda bulunuyoruz. Burada sorunu anında çözmek durumundayız, anında çözülmediği taktirde tüm süreci yanlış işleyebiliriz” dedi.
’14 MAYIS’TA HERKES AKTİF OLMALI’
Seçimleri ‘irade’ olarak tanımlayan Yoleri, bunun bir çeşit yetki periyodu olduğunu söyledi. Türkiye’de seçimlerin inançlı bir formda yapılmasını kıymetli olduğunun altını çizen Yoleri, şöyle devam etti:
“Türkiye’de giderek otoriteleşen, demokrasiden uzaklaşan bir rejim var. Hak ve özgürlüklerin giderek daha fazla kısıtlandığı, hasebiyle hak ve özgürlüklerin yok edilerek ya da yok sayılarak bir yönetme anlayışının yerleştirildiğini görüyoruz. Halkın büyük bir kısmının özgürlük, demokrasi ve adalet istediği bir süreçteyiz. Halk bu seçim periyodunu bir umut olarak görüyor. Yönetenlerin bu ülkeye, topluma biçtiği misyon maalesef toplumun genel beklentileriyle örtüşmüyor. Bu ülkeyi yönetenler baskıcı bir rejim amaçlıyor, halkın iradesinin hakikat bir biçimde yansımasını istemiyorlar. Tüm bunlardan ötürü 14 Mayıs’ta uyanık olup faal bir halde kuralların gerçek uygulanması için elimizden geleni yapacağız.” (HABER MERKEZİ)