Fehmi Koru*
Sonuçta ben de bir seçmenim. Oy kullanabileceğim yaşa eriştiğimden beri demokratik misyonumu yerine getirip oy kullanıyorum. Vaktinde yapılacak olursa beş ay sonra, beklediğim gerçekleşir ve iktidar ‘baskın seçim’ yoluna giderse o vakit, yeniden sandık başına gidip oyumu kullanacağım.
Her seçmen üzere, sandık başına gittiğimde ne istikamette oy kullanacağıma karar vermeme yardımcı olacağı kanısıyla, gelişmeleri takip ediyor, bahse ait yazıları okumaya, yorumları dinlemeye çalışıyorum.
Ne palavra söyleyeyim, okudukça ve dinledikçe aklım karışıyor.
Her yazı ve her yorumda bana taraf gösterecek istikametler de bulabiliyorum, baş konforumu bozup yolumu şaşırtabilecek değerlendirmelerle de karşılaşabiliyorum.
Ayrıntıya girdiğimde onlarda da benzeri bir tabloyla karşılaştığımı itiraf ederim.
Bu hafta sonu seçim olsaydı, seçime şunun şurasında birkaç gün kaldığı halde, sandık başına gittiğimde oyumu hangi parti ve hangi cumhurbaşkanı adayı için kullanacağıma şimdi karar verememiş durumda olacaktım.
Ortam sisli, flu, göz gözü görmez halde.
En başta seçim tarihi konusunda belirsizlik var.
Zamanında yapılacak seçimde geçen yılın nisan ayı başlarında Meclis’ten geçerek onaylanmış yeni seçim yasası uygulanacak. O kanunla partilerin bir ittifak içerisinde yer almalarının kendilerine bir getirisi yok; her parti TBMM’ye milletvekili gönderebilmek için en az %7 oy almak zorunda. Kamuoyu araştırmalarına bakıldığında, bu oranda oy alabilecek parti sayısı sonlu görünüyor; baraja takılabilecek partilerin var olan pürüzü aşmak için farklı bir yola başvurmaları gerekecek.
Kendi adaylarını barajı aşabilecek bir partiden aday göstermek üzere bir yola…
Oy verebileceğim bir parti ya bu türlü bir yola başvurur ve oy veremeyeceğim bir partiyle işbirliği yaparsa?
Baskın seçim kelam konusu olur ve eski kanunla seçime gidilirse durum çok diğer.
Cumhurbaşkanlığı için adaylar da şimdi belirli değil.
İktidar cephesi, Cumhur İttifakı, “Aday muhakkak, karar net” kararlılığı içerisinde, lakin onlar için durum bu türlü olsa bile anayasal açıdan durum o kadar aşikâr de değil, net de değil. Yüksek Seçim Kurulu (YSK), daha dün, iki devirdir cumhurbaşkanlığı vazifesini sürdürmekte olan Tayyip Erdoğan’ın üçüncü sefer aday olup olamayacağına dair bir soruya muhatap oldu ve oradan “Hele bir adaylık başvurusu önümüze gelsin, mevzuyu o vakit görüşürüz” yanıtı çıktı.
Halen YSK başkanlığı vazifesini yürüten ve 20 gün sonra müddeti dolduğunda koltuğunu terk etmesi gerekecek zat, Muharrem Akkaya, kendisiyle yapılan bir mülakatta da misal bir yanıt vermişti.
Ya, YSK bahis karar için önüne geldiğinde anayasanın 101. unsuruna göz atıp “Aday olamaz” görüşünü açıklarsa ne olacak?
Tayyip Erdoğan’ın adaylığı YSK tarafından engellenirse kiminle yarışa katılacak Cumhur İttifakı?
Bir soru da şu: Tayyip Erdoğan’a oy vermeyi düşünen seçmenler, karşılarına ondan öbür biri aday olarak çıkarıldığında ona da oy verebilecekler mi?
Muhalefetin adayı da şimdi muhakkak değil.
Kemal Kılıçdaroğlu hiç değilse partisi ve kendi tercihi olarak Millet İttifakı’nın adayı üzere. Çoktandır aday üzere konuşuyor, aday üzere davranıyor. Fakat o da, öteki beş partinin her ay altısı birden toplanan ve orta sıra ikili-üçlü görüşmeler de yapan önderleri de, ısrarla, “Karar ‘6’lı masa’ ittifakıyla alınacak” demekte.
Ya muhalefet de aday olarak farklı bir ismi karşımıza çıkarırsa?
Diyelim, 6’lı masa Kılıçdaroğlu’nu aday gösterdi; seçilebilir mi?
Muhalefete yakın duran muharrirler ve yorumcular bu hususta tek ses halinde değiller. Kendileri kabul etmese de, “CHP’li” denilebilecek TV kanalları var ve oralarda yorumlarıyla kamuoyu oluşmasına katkıda bulunan isimler bile bütünüyle tıpkı görüşte değiller. Büyük kısmı Kılıçdaroğlu’nun aday olması durumunda seçileceğinden zerre kadar kuşku duymuyor; bir kısmı herhalde kuşku duyuyor olmalı ki, onlar İstanbul’un büyükşehir belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’nun adaylığını destekliyor.
Oyumu iktidar tercihleri istikametinde kullanmayacak olursam, muhalefetin adayı Kılıçdaroğlu olduğu takdirde oyumu gönül rahatlığı içerisinde onun için kullanabilir miyim? Ben kullansam bile lakin bütününün oyunu aldığı takdirde seçilebileceği muhafazakar ve milliyetçi kesimin AK Parti ve MHP’den uzaklaşmış seçmenlerinin hepsi oylarıyla CHP’nin genel liderini cumhurbaşkanı seçtirmeyi içlerine sindirebilirler mi?
CHP’ye yakın muharrirlerin 28 Şubat günlerinden aşina olunan çeşitten yaklaşımları içeren yazılarını okuyup yorumcuların yorumlarını dinlediğimde bu soruya keskin sözlerle olumlu yanıt veremiyorum.
Benden farklı düşünen muhafazakar kimlikli müellifler ve yorumcular yok mu? Var.
Karar gazetesinin genel yayın yönetmeni de olan müellifi İbrahim Kiras’ın bugünkü yazısı şu paragrafla bitiyor:
“Yoksa Altılı Masa’nın adayının kazanmaması diye bir ihtimalden kelam edilmesi mantıklı değil. Lakin aday her halükârda Kılıçdaroğlu olacaksa, seçim süreci boyunca, CHP’lilerin tabiriyle ‘Masadaki beş sağcı parti‘nin başkanlarının millet İttifakı adayının bir an bile yanından ayrılmaması icap eder.”
Yazar, 6’lı masa varlığını sürdürdüğü takdirde Kılıçdaroğlu’nun seçimi kazanabileceğini düşünüyor belirli ki…
Haklı da olabilir.
Fakat ya haklı değilse?
Etrafımda ‘muhalif’ hale gelmiş insanlardan sandığa gittiğinde hiç tereddüt duymayacaklar olduğu üzere, hala “Adayı görelim” beklentisi içerisinde olanlar da az değil. Sürpriz bir isim mi bekliyorlar, bilemem. Bekledikleri olmazsa ne yaparlar? Onu da bilemem. Ya o denli bir durumda sandık başına gitmez yahut oylarını ziyan olacak formda kullanırlarsa?
Görüyorsunuz, bilinmezlik oldukça fazla.
Baskın seçim olması yahut seçimin vaktinde yapılması…
Partilerin kendi listeleriyle yahut adaylarını başka bir parti listelerinden göstererek seçime girmeleri…
Cumhur İttifakı adayının Tayyip Erdoğan yahut öbür biri olması…
Millet İttifakı’nın Kemal Kılıçdaroğlu mu yoksa öbür bir ismi mi aday göstereceği…
Bir seçmen olarak bu noktaların daha besbelli hale gelmesinden evvel ne yapacağıma karar vermem sıkıntı görünüyor.
İlk kere oluyor bu.
Her vakit, seçimlere şimdiki üzere az bir müddet kaldığında, oyumu kullanacağım parti ve aday belirli olur, kararım netleşmiş bulunurdu.
Sislerin dağılıp ortamın aydınlanmasına kadar beklemem gerekecek.
*Bu yazı fehmikoru.com adresinden motamot alınmıştır.