Bartın’ın Amasra ilçesinde maden ocağındaki patlamanın akabinde hayatını kaybeden emekçi arkadaşlarıyla yaklaşık 1 ay evvel çektirdiği fotoğrafı “Söz bulamıyoruz yer altını anlatmaya, acımız çok büyük. Fotoğraftan bir tek ben kaldım” kelamlarıyla toplumsal medya hesabında paylaşan madenci Gürkan Yıldırım, o karenin anısını ve yaşadığı acıyı gözyaşlarıyla anlattı.
Türkiye Taş Kömürü (TTK) Amasra Kuruluşuna ilişkin maden ocağında vardiya amiri olarak çalışan 36 yaşındaki 13 yıllık madenci Yıldırım, AA muhabirine, olay günü yıllık izinde olduğu için Paşalılar köyünde bulunduğunu söyledi.
İş yerindeki arkadaşlarının kendisini arayarak patlamayı haber verdiğini aktaran Yıldırım, “Üzerimizi değiştirip ocağa koştuk. Zati ocağa vardığımızda bizden evvel giren arkadaşlar yaralı arkadaşları çıkarmışlar. Biz de başka arkadaşlara müdahale ettik, çıkardık zira hepsi benim arkadaşımdı, bir arada çalıştığımız şahıslardı. 2019’dan bir arada çalışıyorduk. İzinde olmasam ben de o vardiyadaydım.” dedi.
“HEPSİNİN BAŞKA ÖYKÜSÜ VARDI”
Sosyal medyada paylaştığı fotoğrafta bulunan 7 arkadaşının patlamada hayatını kaybettiğini, birinin de yaralandığını belirten Yıldırım, fotoğrafın anısını anlatırken gözyaşlarını tutamadı.
Yıldırım, şunları söyledi:
“Fotoğrafı çektireli bir ay falan olmuştur. Ocaktan sabah çıkmıştık. Yer altı, dışarıdaki işlere nazaran güç. O gün de çok şükür bir arızamız olmadı, çok keyifli formda dışarı çıktık. Dışarıda arkadaşlarla birlikte biraz vakit geçirdik, toplanıp fotoğraf çektirdik, doğal gelişti. İşini yapıp dışarı çıktıkları için hepsi keyifli. Gerçekten çok uygunduk. Hepsinin başka hayali vardı. Nişanlı olan, evlenecek olan vardı, çocuğu olacak olan var, güç yani sıkıntı. Birinin eşi bu hafta yahut önümüzdeki hafta doğum yapacak. Nişanlı olan, ailesini geçindiren vardı, hepsinin farklı öyküsü vardı. Hepsi hoş arkadaşlardı.”
“AİLEMDEN FAZLA ONLARI GÖRÜYORDUM”
Arkadaşlarının hayatında çok kıymetli yeri olduğunu tabir eden Yıldırım, “Nasıl anlatayım size, ailemden fazla onları görüyordum. İşe gidip gelirken daima beraberdik. İşten çıkınca birlikte vakit geçiriyorduk, ocakta yeniden beraberdik. Yani birçok bilhassa Yasin (Çelik) işe girdiği birinci gününden beri yanımdaydı. Şimdiye kadar vardiyada diğer çavuşla çalışmamıştır. Kurtulduğuma sevinemiyorum. Nasıl anlatayım. Orada olsam başka, burada olsam farklı. Ocakta olsam elimizden gelen bir şey olmazdı, ya onlarla birlikte ben de gidebilirdim ya da kurtarmaya çalışırken bir şey olurdu. Orada olup sağ kalsaydım o da zordu. Arkadaşlarımızın cenazesine zar güç gittim.” diye konuştu.
Gürkan Yıldırım, madencilerin ocağa girerken birbirlerine “hayırlı işler”, ocaktan çıkarken “geçmiş olsun” temennilerinde bulunduğunu belirterek, şunları aktardı:
“Yer altı hakikaten çok güç, bunu da toplumsal medyamda ‘yer altı anlatılmaz’ halinde yazdım. Yer altı sözlerle anlatılmaz, bunu ne kadar sözlerle anlatsam da oraya gidip görmeyince, oradaki güç kuralları yaşamayınca dışarıdaki insan bilmez. Her gün mevtle burun buruna çalışıyoruz zira tabiattan bir modül koparıyoruz, orada kayaların ortasından kömür alıp çıkarıyoruz. Nitekim güç, her an gaz olur, bir taş gelir, her an kaza riskimiz var. Onun için dışarı çıktığımızda herkes birbirine ‘geçmiş olsun’ der. Bu, madencilikte kültürdür.”